Şimdi, bugünün tarihini unutmamak, kendime not düşmek için yazıyorum. Son haftalarda içim dışım, ruhum ve zihnim dönüşümler değişimler peşinde. Bir kısmı bilinçli ve istekli olsa da tamamı için aynı kanıda değilim. Başlangıç noktasına müdahale edemediğim gibi gidişat için müdahale etmek içimden gelmiyor. Ne saçma aslında, insanın bir fikri, bir amacı, hedefleri, sebepleri olmalı. Rotadan sapmanın da bedelleri…
Yaşananlar ve yaşanmadan rafa kaldırılanlar beni çok itikledi. Zihnimde yaprak misali savrulmama, amaçsızlaşmama sebep oldu. Bundandır ki 1-2 ay öncesinde kendim için büyük bir karar alma aşamasına geldim. Elbette memleketin sürüklendiği ortam, yaşayamama şartları, büyük korkunç doğal afetimiz deprem, çok ciddi manada olumsuz yönde etkiler bıraktı bende. Ne zamandır huzurlu uyuyamıyorum, depremi düşünmeden gün geçiremiyorum, kronik kaygı dalgasına tutulmuş bir sandal gibiyim yani. İşin tuhafı kendimce çözüm yolları ararken bambaşka rotalar açmaya heveslenmiş olmam. İnsan kendinde nasıl bu cesareti bulur diye düşünürdüm, özellikle orta kademe işi, geliri, düzeni olan insanlar içindi bu önyargım. Geçmiş zaman kullanmış olsam da kendime karşı hala beslediğim kısıtlayıcı yargılarım var. Beni sözde “güvenli alan”da tutan, güncelleme almasın diye sımsıkı sarıldığım yargılarım.
36 ımın içinde gezinirken bambaşka bir ülkeye, çok farklı bir kültüre adapte olma konusunda kendimde cahil cesareti buldum. Beynimin her kıvrımını zorlaya zorlaya dil öğrenmeye çalışıyorum. Eldeki kaynakları sonuna kadar kullanayım derken yabancı dil zehirlenmesi yaşamama ramak kaldı. Ders kitapları, sosyal medya platformları, dijital içerik üreticileri, uygulamalar derken artık kusma haddine ve 2 gün sonra gireceğim sınavdan cayma noktasına kadar geldim. Neden cayma gibi bir gündemim var, orası malum da… Hem stres, hem kendimi asla hazır ve yeterli hissetmeyişim, sonrasında olabilecekler ve tabii olamayacaklar, sonuç açıklanma süreci ve o süreçte beni bekleyenler, ciddi manada yordu minnoş kalbimi.
Velhasıl-ı kelam, beynim sürekli alternatifler üretmek isterken düşüncelerimin peşinde kayboldum. Hayallerimin atölyesi için “to do list” yaparak motive olmayı denedim, nihayetinde hangi şehir ya da ülkede olacağını belirtmemişim 🙂 Yorgun yıllarım, yorgun sinapslarım…