Neden Böyle Oldu Merve? 🙂
Geçen sene Nisan ve Mayıs aylarında çeşitli seminerlere, konferanslara katıldım. O zaman hala öğrenciydim, ders saatlerim belliydi, boş günlerime yada okul saatlerime denk gelen, ilgimi çeken konuları öğrenmek biraz da farklı şeyler duymak için zaman zaman konuşmacıları elimde not defterimle dinledim…
Çok sıkıldıklarım da oldu, bana farklı fikirler verenler de…Neredeyse konuşmacıların tamamı kendine son derece güvenen, ne söylediğini ve ne istediğini bilen kişiler görünümündeydi. Zaten toplulukları etkilemenin altın kuralı da bu değil midir? Sen ne kadar sağlam duruyorsan anlatacaklarının temeli de o kadar sağlam olur; dinleyiciler üzerinde o kadar gerçek etkiler bırakırsın..
Yükselen Girişimcilik Hareketleri konulu bir seminere katıldım. Son yıllarda çok fazla öne çıkan şu “girişimcilik” kelimesine gülerek yaklaştığımdan hafif sohbet halinde geçecek bir konuşma bekliyordum aslında.Ama böyle olmadı; konuşmacı sosyal medyanın küçümsenen ve keşfedilmeyen etkisini anlatırken kendimi de bihaberlerin arasında gördüm.O günlerde facebook hesabımı kapatmayı/dondurmayı planlarken kendim için, aklımdakiler ve önümde olmasını istediklerim için bir blog hazırlamaya kadar verdim…Blog servislerini araştırdım hatta birkaç alan da aldım ama hiçbiri wordpress kadar içime sinmedi. Süsten gösterişten uzak, net bir tasarımla blogumu merveergoz.wordpress olarak aktifleştirdim…Sudan çıkmış balık gibiydim gariptir ki; yıllarca zevkle yürütttüğüm forumlardan çok da farklı değildi bloglar. Bu platformda da aynı kurallar geçerliydi temelde. Mesela;
*”Senden önce biz vardık” atışları burada da geçerli değildi…Rütbe zamanla değil, emekle, nitelikle kazanılan bir şeydi…
*Yaşına göre konumlanmazdı kullanıcılar, okuyana ne verdikleriyle yer edinirlerdi…
*Ya da; başlığa bakıp bot misali “Emeğine sağlık” yazanlar gibi burada da spam yorumlar vardı…(Olumlu tarafları yazıyorum evet 🙂 )
Blog bi’ parça daha kişiseldi belki…Zihnimdekilerin hesabıydı yazdıklarım.
Amacım kitleleri peşimde sürüklemek değil, yarın bir gün hayatımda “Beni tanımak için arama motorlarına ismimi yazanların karşılaşacağı bir defterim olsun…“du. Neler yaptığımı bilsinler beni uğraştırmasınlar kaçışıydı ya da..Bir parça da “Benim gibi düşünenler, hissedenler varsa yalnız olmadığımızı görsünler…” hissiyatıydı..
Blogumda paylaştığım müze linkleri yüzünden merveergoz.wordpress’ e erişimim engellendi, maillerime cevap da alamadığımda pişman olmuştum neden alan adı haklarını satın almadım diye..Artık yapacak tek şey yeniden başlamaktı. Öyle de yaptım, bu sefer merveergozblog.wordpress ile yeniden başladım…
Bahçeşehir Üniversitesi’ndeki eğitimim bittiğinde, Ocak ayında, önceki blogumda yayınladığım ve yedeklediğim birkaç yazımı da yanıma alarak minik adımlar attım. Bu sefer Medyayla ilgili görüşlerimi, şikayetlerimi de yazmaya kararlıydım.Soğuk temamı da değiştirmek istediğimi hatırladım.Yazılacaklar listemi gördüğümde bu sefer üşenmeden aylık değil de en azından haftalık yazmaya da karar verdim. Yeni bir yıl yeni bir blog haliyle çıktım yola 🙂
Geçtiğimiz hafta, salı gecesi sıkıla sıkıla yazdığım başlıktan da anlaşılan ‘Saç Baş Yolduran Muhallebi Kralı‘ yazımın linki Okan Bayülgen tarafından ReTweet edilmiş. Haliyle onu takip edenler de merak edip bolca ziyarette bulundular ve ben şaşkınlıklar içinde ‘WordPress En Çok Okunanlar‘ listesine girdim. Hem de en istemeyeceğim konuyla…
Ayarlarım pratik kullanım için en uygun şekilde düzenlendi, yazdığım her yeni mesaj/post otomatik olarak facebook ve twitter hesabımdan yayınlanır.
Şunu da belirtmeden geçmeyeyim ki; “Benim blogum var, neden gelip okumuyorsun” /”Okuyup da yorum yazmıyorsun” dediğim hiç bir zat yoktur, olmayacaktır da…En sevmediğim zorlama samimiyet şekli bu…Zaman zaman arkadaşlarımın bu tip ısrarları beni onlardan hızla soğutmuştur.
Okan Bayülgen’in atılan her blog linkini paylaştığını unutan kişiler ne bekleyerek tıkladılar o linki bilemiyorum. Beni çok da ilgilendirmez…Keşke daha zevkle yazdığım bir yazıyı peşindeki gençlere, bilerek okuyarak tavsiye etseydi diyebiliyorum…Zira ben körü körüne kendisine bağlı taraftarlarından biri değilim. Sadece yaptığı işleri takip ederim, bana birşey katmışsa da yazar, paylaşır, anlatırım…Okuduğum kitap, gittiğim konser, izlediğim reklam gibi iyi/kötü yada nötr her ne kaldıysa bende bunları direkt aktarırım. Hayatımın dönemlerini bloguma yansıtmam en doğal hareket değil mi?
Ve hakkımda, blogumla ilgili, yazdıklarımla ilgili bana mesaj atan, yorum yazan arkadaşlar için de,
“Nereden çıktı bu kız” diye merak edenler için de bu ufak açıklamayı yazmak istedim…
Etiketler:arama, arama motoru, blog, ders, facebook, forum, girişimci, kitap, konser, merve, merveergoz, mesaj, muhallebi kralı, nötr, okan bayülgen, okul, rütbe, reklam, retweet, seminer, sosyal medya, twitter, wordpress